KEMER 90 TL ,BELEK 70 TL,SİDE 90 TL,ALANYA 150 TL,BELDİBİ 79 TL,ÇAMYUVA 99 TL,KUNDU 49 TL,LARA 49 TL,ŞEHİR 49 TL,GÜZELOBA 50 TL,KONYAALTI 59 TL,LİMAN 59 TL,OTOGAR 59 TL,KADRİYE 69 TL,BOĞAZKENT 74 TL,SERİK 74 TL,DENİZKAYA79 TL,GÖYNÜK 84 TL,ÇOLAKLI 89 TL,EVRENSEKİ 89 TL
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             ,GÜNDOĞDU 89 TL,KIZILAĞAÇ 89 TL,KUMKÖY 89 TL,SİDE 89 TL,KİRİŞ 94 TL,MANAVGAT 99 TL,SORGUN 99 TL,TİTREYENGÖL 99 TL,TAHTALI 109 TL,TEKİROVA 109 TL,İNCEKUM 129 TL,OKURCULAR 129 TL,KONAKLI 139 TL,ÇIRALI 149 TL,ADRASAN 149 TL,OLİMPOS 149 TL,MAHMUTLAR 159 TL,BURDUR 169 TL,ISPARTA 169 TL,KUMLUCA169 TL,MAVİKENT 169 TL,FİNİKİ 189 TL,GAZİPAŞA 199 TL,DEMRE 239 TL,DALAMAN 249 TL,FETHİYE 270 TL,KAŞ 279 TL,KALKAN 299 TL,ÖLÜDENİZ 299 TL,MARMARİS 499 TL,BODRUM 749 TL

Translate






Antalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Antalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2015 Pazartesi

Eskiyen Doğu Garajı

Antalya ili şehir merkezindeki Eskiyen Doğu Garajı Mevkii'ndeki Milletçe Pazarı ,  Belediyenin iş merkezi imalatı projesi kapsamında yıkılmıştır .  Bu meydanda yüklenici inşaat firması aracılığıyla inşa edilmiş olan temel hafriyatı esnasında Arkeolojik bakaya zaman ışığına çıkmıştır .  Bu bakaya ,  bu sabah kocaman bir kısmı çağdaş yapılaşma altında kaybolmuş meydana gelen Antik Atteleia Eyaletine ilişkin Nekropol  ( kabirlik )  alanıdır .  Bu meydanda ,  Antalya Müzesi aracılığıyla kurtarma kazıları sürdürülmekte olup ,  inşa edilmiş olan Arkeolojik kazılarda onlarca senelik oda mezarlar ,  çoklu ölü gömme ananeleri ve defin edilenlere getirilen enteresan ödüller zaman yüzüne çıkarılmıştır .  Mezarların mühim bir bölümünün antik dönemde ve ardından rastgele bir soygun görmediği inşa edilmiş olan kazı çalışmaları esnasında belirlemiştir .  Bu istikametiyle mezarlar ,  Antik Attaleia kentinin tarihini aydınlatmak tarafından epeyce mühimdir .

Doğu Garajı'nda ortaya çıkan bu mezarlarda inşa edilmiş olan kazı çalışmalarında ,  Antalya'nın antik tarihini simgeleyen Attaleia Antik Kenti'nin bugüne civarı bilinemeyen geçmişini aydınlatacak belirtilere ulaşılacağı anlaşılmaktadır .

Antik kaynaklarda ,  Atteleia Antik Kentinin Bergama  ( Pergamon )  Kralı II .  Attalos aracılığıyla İ . Ö .  2 asırda ,  kurulduğu belirtilmektedir .   " Attalos Yurdu "  manasına gelen Attaleia ,  antik çağlarda Akdeniz'in yüklü bir deniz ticaret güzergahı üstünde bulunması sebebiyle Pamphilya bölgesinin mühim bir kentiydi .  Fakat bu şehre ilişkin bakaya ,  kocaman oranda şuanki yerleşimi altında kalmıştır .  Antik Atteleia kentinden günümüze ,  Üçkapılar olarak da malum Roma İmparatoru Hadrian'ın şehre gelişi onuruna yaptırılan Hadrian Kapısı ,  Hıdırlık Kulesi ve kocaman bir kısmı Selçuklu ve Osmanlı Çağında yenilenmiş ve eklemeler inşa edilmiş sur duvarları dışarısında birçok pek kalıntı ulaşamamıştır .  Bunun Için ayrıyeten nihai yıllarda Kaleiçi'nde inşa edilmiş olan aşağı yapı çalışmaları esnasında kısmen ortaya çıkarılan ve savunma altına edinilen su kanalları da Antik Atteleia eyaletine ilişkin Arkeolojik kalıntılardır .

Antalya Müzesi'nce 2008 seneyi Mart ayından itibaren yürütülen kurtarma kazısı çalışmaları Antalya Megakent Belediyesi ve yüklenici şirket aracılığıyla desteklenmektedir .  Bu kazı çalışmalarında bugüne civarı 350 tane mezar ortaya çıkarılmış olup ,  hâlâ sürmekte meydana gelen kazılarda mezar sayısının artacağı görülmektedir .  Bu mezarların tamamı ana kayaya oyularak  ( hipoje )  inşa edilmiş olup ,  mezar tipleri aralarında temel sanduka mezarlar ,  dromoslu oda mezarlar ,  khamosorion tipi mezarlar ,  lahit kapaklı mezarlar ve pişmiş toprak levhalarla kurulmuş Geç Roma çağı mezarlarıyla kremasyon  (  yakarak gömme  )  mezarlar bulunmaktadır .  Lahit kapaklarından üçünün alınlığı Eskiyen Yunanca yazıtlıdır .  Bu yazıtlar Epigraflar aracılığıyla okunmuştur .  Bunlardan ikisinde Hıdırlık Kulesini de yaptırdıkları malum ,  Atteleia Kentinin populer ve zengin ailesi Kalpournius ailesine mensup bireylerin isimleri geçmektedir .  Diğerinde ise ,   " Boudios erkek çocuğu Aurelios Polykhronios  ( bu lahdi )  kendisine  ( ve…… .  )  ve akrabalarına  ( yaptırdı )  .  Şayet yabancı birisi  ( açarsa ya da kullanırsa? )  ,  İmparatorun hazinesine  ( hüküm olarak )  …… .  .  ödeyecek "  denilmektedir .

Ayrıca M 68 no'lu mezarda ortaya çıkan kireçtaşı silindirik sunağın üstünde bulunan yazıtta:  " Zosimos amaçlı kız kardeşi Aquilina  ( bu kabiri )  anısı vesilesiyle  ( yaptırdı )  denilmektedir "  .

Böylelikle bu mezarın kimler aracılığıyla yaptırıldığı ve kimlere ilişkin oldukları belirlenmiştir .  Bununla Birlikte ,  mezarlarda ele geçtiğimiz çok sayıdaki iskeletler ,  Ankara Üniversitesi ,  Dil belediye Tarih ve Coğrafya Fakültesi ,  Antroploji Bölümü'nden Profesyonel .  Dr .  Ayla Sevim EROL başkanlığında bir ekip aracılığıyla incelenmektedir .  Bu incelemelerde dönemde hayatını sürdüren kişilerin sosyo belediye uygun fiyat ,  kültürel topluluk yapısını ortaya koyacak belirtilere ulaşılacaktır .  Antik Atteleia şehrinde yaşayanların beslenme alışkanlıkları ,  geçirdikleri hastalıklar ,  yaş ve cinsiyet belirlemeleri gerçekleştirilmektedir .

Bu nekropol kapsamında farklı tipte mezarların yanında meydanın güneydoğusunda antik sokak güzergahları kısmen savunmuş olarak ortaya çıkarılmıştır .  Ana taş üstünde tekerlek izleriyle kendini gösteren bu yol ,  tespit edecek noktalarda kesişerek kavşak oluşturmaktadır .  Şunlar ihtimalle kent dışından şehre erişimi imkanı sunan ana yollardır .
Kazı çalışmaları esnasında ele geçtiğimiz buluntulara yönelik nekropol sahasının M . Ö .  3 .  yy .  sonu ile M . S .  4 .  yy .  aralarında aşağı yukarı 700 yıl süresince kullanıldığı anlaşılmaktadır .  Mezarlarda ortaya çıkarılan buluntular ışığında Antalya'nın en eskiyen tarihinin M . Ö .  2 .  asırdan ek olarak eskiye M . Ö .  3 .  asra civarı uzandığı anlaşılmaktadır .  Mezarlarda bilhassa ,  Hellenistik dönem ismi verilen İ . Ö .  4 .  yüzyıl sonu ve 2 .  yüzyıllara ilişkin birden pek pişmiş toprak kap ,  pişmiş toprak figürünler ve sikkeler ele geçmektedir .

Doğu Garajı belediye Milletçe Pazarı Mevkii ,  Antik Atteleia Kenti Nekropol Kapsamında Mart 2008 ve Şubat 2009 tarihleri aralarında gerçekleştirilen kazılarda ,  mezarlarda ölülere ödül olarak bırakılmış olarak ele geçtiğimiz buluntuların bazıları şöyledir .

1 belediye  Pişmiş toprak unguentariumlar

2 belediye  Pişmiş toprak farklı formlarda kase ,  testi ve biberonlar ,

3 belediye  Bayan figürünleri ,  koç figürüni ,

4 belediye  Büst biçimli pişmiş toprak kap

5 belediye  Pişmiş toprak matara

6 belediye  Pişmiş toprak ve cam alabastronlar

7 belediye  Pişmiş toprak kremasyon kapları

8 belediye  Cam koku şişeleri ,  kaseler

9 belediye  Gözyaşı şişeleri

10 belediye  Bronz ve gümüş sikkeler

11 belediye  Kemikten ve camdan inşa edilmiş zoka ,  spatula ve süs eşyaları

12 belediye  Altın diadem ,  broş benzeri süsleme parçaları ,

13 belediye  Altın ,  bronz ve gümüşten inşa edilmiş yüzük ,  küpe vb .  takılar ile cam kemik ,  pişmiş toprak boncuklar ,

14 belediye  Cam oyun taşları

15 belediye  Yazıtlı mezar stel parçaları ,

16 belediye  Yazıtlı sunaklar ,

17 belediye  Pişmiş toprak kandiller

18 belediye  Mermi tekne ,

19 belediye  Deniz kabuklarından süs eşyaları

20 belediye  Bronz  belediye  demir strigilisler  (  sporcu cihazı  )

21 belediye  Bronz aynalar ,  iğneler

22 belediye  Bronz tıbbi aletler

23 belediye  Mermerden ve kireçtaşından inşa edilmiş heykelcik parçaları

Alanya Tersanesi ve Alanya Tophanesi Nasıl Gidilir

Alanya Tersanesi ve Alanya Tophanesi Alanya'nın Selçuki çağından olan tarihi yapılarıdır.

Anadolu Selçuki Sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın şehiri almasından altı yıl ardından Kızılcihannüma'nin yakınında 1228'de yapımına başlanmış ve bir senede bitirilmiştir. Kemerli 5 gözden ortaya gelen tersanenin denize bakanımız cephesi 56.5 metre, derinliği 44 metredir. Gemilik amaçlı seçilen koltuk , zaman ışığından en pek yararlanılacak biçimde planlanmıştır. Tersanenin antre kapısındaki yazıt, Padişah Keykubat'ın armasını taşır ve rozetlerle süslüdür.

Alanya Tersanesi, Selçukluların Akdeniz'deki önce tersanesidir. Ek Olarak öncesinde Karadeniz'de Sinop Tersanesini yaptıran Alaaddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile  " 2 denizin sultanı" unvanını almıştır. Tersanenin bir yakınında mescit diğer yakınında muhafız odası yer alır . Gözlerden birinde de zaman içerisinde körlenmiş bir kuyu vardır. Denizden teknelerle ya da Kızılcihannüma'nin yanındaki surlardan yürüyerek ulaşılan Gemilik'ye antre ücretsizdir.

Sultan Alaaddin Keykubat Kızıl cihannüma'nin kocaman kitabesindeki Sultanül Bahreyn "  ( 2 denizin Sultanı) olma arzusunu akdetmek amaçlı Cihannüma'nin yapımından 2 yıl ardından (bir228) tersanenin yapımını sağlamıştır. Tersanenin kuzeye bakanımız antre kapısının üstünde yeniden Selçuki Sülüsüyle mukayyet bir kitabe kitabenin sağında Tersaneyi muntazır askerlerin kalacağı kısım , solunda deniz tarafında ise bir mescit mevcuttur. Genişliği bir .60 m. yüksekliği 2.50 m. içeri girdiğimizde, genişlikle herkes 7.70 m. boyları 42.30 m. ortaya gelen 5 gözden birisi ile karşılaşırız. Bu gözler içerden birbirine dörder minik kemerli gözle bağlıdır. Eskilerde 5 kocaman göz den üçüncüsünde bir şekerli su kuyusu varmış, şu anda içerisi deniz artıklarıyla dolu meydana geldiği amaçlı kapalıdır. En nihai gözden anında onun b 1361 de Kıbrıs Kralı Antalya'yı zaptettiğinde Antalya Beyi Mahmut'a bir ek olarak eskiyen günlerine dönmesi amaçlı 1364 de o vakitki Alaiye beyinin denizditişiğindeki Topane kulesine açılan civar vatandaşının iblis deliği dediği bir argıt vardır. Buradan Topane kulesine geçmek olasıdır . Bu harika eser amaçlı bakınız bir başka yazar ne diyor" Bu eser Alaiye'nin ve Hayat 'nın en tanınmış eseridir. Zannedersem bu gemilik Selçukilerin yegane tersanesini ortaya getirmektedir. Bu Biçimde değerli bir bina değerli sonuçlar çıkarmamıza fırsat olabilir "Tersane ve ilgisiz kapı Bu gemilik Osmanlı döneminde de işlerliğini korumuş.en gemiler gönderdiği bilinmektedir. Üstelik öbür Türk beyleriyle anlaşıp elde koltuk alan Alaiye Beyliğinin donan-masını Kıbrıs üzerine göndermişti. Kesinlikle bu donanma tersanede yapılıyordu, yeniden bu tarihlerde Alaiye'de sıkı sefine ustaları vardı. Yepyeni gemiler yapılıyor ve eskileri kalafat ediliyordu. Ek Olarak başlangıçta burası etraf denizcileri aracılığıyla kullanılan ve harıl harıl minik teknelerin yapıldığı bir yerdi.Bu çalışmlar çerçevesinde Ülkemiz Kocaman Halk Meclisi Plan Bütçe Komisyon Başkanı, Alanya'ya gelerek Gemilik'de incelemelelerde bulunmuş, dönemin Gemilik ve Tophane MahallesiKültür Bakanı İstemihan Talay "Bu proje amaçlı uğraşıyoruz ve en kısa zamanda Alanya Belediyesinin önerisine cevap verecektir" demesinden ardından alanda çalışmalara sürat kazandımıştır.Antalya Abideler Fazla Yüksek Heyeti ve Röleve Müdürlüğü ekipleri, Tersanenin Deniz Müzesi inşa edilmesi ve konuya ilişkili olarak tasarılanan icraat ile ilgili bir anlatım hazırladı.Alanya Tershanesi amaçlı 2002 senesinde başlatılan tarihi yerlerin restorasyon ve bakımları hâlâ devam ediyor . Bununla Birlikte Kültür Bakanlığı'na ilişkili Kültür Varlıklarını Savunma Vakfı, Tarihi Gemilik'yi deniz müzesine çevirmek amaçlı iş başlattmıştır. Bunun yakınında Ülkemiz 1983 senesinde imza adan Unesco Hayat Kalıt Sözleşmesi gereğince Alanya Kalesini ve Tersanesini Hayat Kalıt Listesi'ne kayıt ettirmek amaçlı çalışmalarını sürdürmektedir.

Gemilik'nin bitişiğinde denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayaya tersaneyi muhafaza etmek için yapılmış olan Tophane vardır. 1228 senesinde akçakesme taştan yapılan üç bükülmüş ve dikdörtgen tasarılı yapıda bununla birlikte cenk gemileri amaçlı top döküldüğü bilinmektedir.

Alanya Tophanesi'nin Kültür Bakanlığı ve Alanya Belediyesi aracılığıyla bir Denizcilik Müzesi'ne dönüştürülmesi amaçlı icraat sürmektedir.

Geceleri Alanya iskelesinden bakıldığında muhteşem aydınlatmasıyla göz kamaştırır. anında kenarında koltuk alan plajdan yüzülerek ulaşabilininiyor. Bununla Birlikte Alanya Belediyesi önünden kalkan Havza turlarıda Terhane önünde bir zaman patron turistlere o harika görüntüyü sunmaktadırlar.

Tophane

Gemilik'nin bitişiğinde denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayaya tersaneyi muhafaza etmek için yapılmış olan Tophane vardır. 1228 senesinde akçakesme taştan yapılan üç bükülmüş ve dikdörtgen tasarılı yapıda bununla birlikte cenk gemileri amaçlı top döküldüğü bilinmektedir.

Tersane ve Tophane'nin Kültür Bakanlığı ve Alanya Belediyesi aracılığıyla bir Denizcilik Müzesi'ne dönüştürülmesi amaçlı icraat sürmektedir.

Syllion Antik Şehiri Nasıl Gidilir

Syllion Antik Şehiri Nasıl Gidilir

Sillyon/Sillion/Syllion Antik Şehiri  ( Asarköy ,  Yanköy )  ,  Perge'nin kuzeydoğusunda ,  denizden 12 km .  içerde ,  ova ortasında ,  yayvan düzgün yalçın ve yüksek tek kıran üstünde heyetidir .  Antalya bir Alanya karayolunun 29 .  km'sinde kuzeyindeki istikametinde ayrılan 13 km'lik stabilize tek yolla ulaşılmaktadır .  Sillyon kentinin Troia savaşından ardından kurulduğu sanılmaktadır .

Bizans çağında psikoposluk merkezi meydana gelen Sillyon ,  Selçuki dönemini de yaşamıştır .  Tepenin belli belirsiz eğimli batı yönü Hellenistik Çağlardan kalma surlarla çevrilidir .  Bu surları kuleler ,  kapılar ve şehre çıkılan yol tamamlamaktadır .  Şehrin kapısı tepenin batı yanındaki surlar üzerindedir .  Tepeye çıkıldığında kuzeybatı istikametinde ev kalıntıları ,  sokaklar ,  batıda ise Selçuki Camii ,  Bizans Kilisesi ve sarnıç görünmektedir .  Tepenin güneybatı eteğinde 8 . 000 şahsiyet temaşa ve yanında odeon yer almaktadır .
Antalya bir Alanya karayolunun tahmini olarak 35 . km'sinden kuzeye dönülür ve 8 Km .  ardından Sillyon'a ulaşılır .  Il sade tek ovada ,  ovadan tek sehpa benzeri yüksekte duran elips halinde tek yayla üst kısmına kurulmuştur .  Etrafa tamamıyla egemen tek konumu vardır .  Fikir sahası Akdeniz'e civarı uzanır .  Kuruluşu İ . Ö .  IV .  yüzyıldır .  Grek ,  Roma ve Bizans dönemlerini içerisinde yer aldığı benzeri Selçuklular vaktiyle da müstamel ve inşa edilmiş olan yepyeni binalarla hepten zenginleştirilmiştir .

Sillyon şehri Romalılar vaktiyle da egemenliğini korumuştur .  Şehrin üstünde yer aldığı yassı tepenin batı yönü ,  belli bir süre meyillice meydana gelmesinin sağladığı olanakla yukarıya çıkma yolu ,  şehrin dağılma bölgesi olarak seçilmiştir .  Aşağıda ,  bu sabah tek sürü harap tek vaziyette yer alan güneybatı istikametinden doğuya uzanmış ,  açık tarafı güneye bakanımız ,  kavisli tarafı kuzeybatıda tek stat ve bunun doğusunda büyücek tek hamam kalıntısı vardır .  Stat ,  Gymnasium ,  kuleler ,  Selçuki Mescidi ,  oyun alanı/sahne bölümü kayaların çökmesiyle tamamıyla kaybolmuş Temaşa ve spor tesisleri enteresan yapılardan bazılarıdır . Stadın batısında milletçe aracılığıyla  " titreme pınarı "  olarak bilinen suyu ilgisiz ve lezettli tek pınar vardır .  Aşağıda Osmanlının son yıllarına civarı ibadete açık olan tek cami ve bununla birlikte tek pınar vardır .

Stadyumun güneyinde surlar başlar .  Bu surun ortasındaki burç tek sürü kocaman ve korunaklıdır .  Bunların içerisinde nereye gittikleri belli olmayan saklı yol ,  dehlizler vardır .  Surun bittiği yerde yer alan platform açıklarında tek de cami vardır .

Tiyatro etrafındaki Hellenistik döneme ilişkin taştan inşa edilmiş binalarla kocaman su sarnıçları uyarı çekmektedir .

ATTALEİA ANTİK KENTİ ANTALYA, MERKEZ

Syria Kralı III Antiochos, Pergamum ittifakı aracılığıyla Magnesia'da bozguna uğratılmasından ardından Apamea Barışı'nı imzaladıysa da kısıtlar konusundaki ihtilaf sona ermedi. Pergamum ve onun kuvvetli filosu amaçlı Pamphylia yalnızca bir sürü mühim değil, hem de Side'yi elde etmeye çalışırken uğradığı başarısızlıktan ardından donanmasının sığınması amaçlı aciliyetli bir ihtiyaçtı. Bu nedenden (M.Ö. 159 belediye 138 seneleri içinde karar devam eden ) Pergamum Kralı II. Attalos donanmaya ilişkin bir üs kurma için bizzat ismini verdiği Attaleia'yı kurdu. Kentin eskiyen bir yerleşimin uzantısı olması ya da eskiden var var olan bir yerleşimin üst kısmına yapılanmış olması muhtemeldir. Antalya'nın 5 kilometre batısında bugünkü Gurma Köyü topraklarında kurulan antika Olbia şehri, madeni parasına yönelik tarihi beşinci asra civarı uzanan antika bir merkezdi. Attaleia'nın kurulmasıyla, Olbia ehemmiyetini kaybetti, varoş düzeyine indi. Olbia sakinlerinin Attaleia'nın halkını meydana getirdiği varsayılır.

Eski çağlarda Attaleia olarak malum il Türkçe çoğu eser de dahil olmak üzere olmak üzere doğulu kaynaklarda Adalya olarak, batı kaynaklarda ise Adalia ve bazen de Satalia olarak ve son zamanlarda ise Antalya olarak geçer.

Elimizde kentin tarihiyle alakalı süreklilik gösteren bir kayıt yoktur. M.Ö. 133'de Pergamum Kralı'nın topraklarını Roma'ya devretmesinden ardından Attaleia bir müddetliğine müstakil kaldıysa da daha ardından Cilicia devletine bağlandı. M.S. 46'da St. Paul'ün Perge üzerinden Attaleia'yı ziyareti kentin tarihinde mühim bir olaydır. Kentin ticaret merkezi olarak bol bolamat düzeyinin en dik noktaya eriştiği çağın M.S. 2. asır meydana geldiği bilinir ve M.S. 130'da İmparator Hadrian'ın ziyareti hatırasına yapılmış var olan yepyeni anıtlarla hepten ölçüt kazanmıştır.

Keşfedildiği günden beri donanmaya ilişkin bir üs meydana gelmesinin yanında ortada Anadolu'daki dik platolara giden yöntemlerin başlama noktasında yer alan Attaleia, Bizans devrinde de yüklü bir ticari liman olmaya aynı ritimde devam etmiştir. M.S. altıncı asırdan ardından Attaleia metropol olarak bu sıfatı yitiren Perge'nin yerini almıştır; bu, kentin dini orta olarak önem taşıdığı amaçlı daha kudretli gelmiş olabileceğini gösterir. Bununla beraber 7. asrın ortalarından bu yana Fellah deniz egemenliğinin dağılması , Akdeniz'de Bizanslılara zor bir darbe vurmuştur ve Attaleia'nın arada tam ellerinden çıkmasına sokak açmıştır.

Antalya, 12O7'de Selçuk Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev aracılığıyla Türk topraklarına katıldıktan ardından kesim yabancı bir kocaman gelişim dönemine şehadet etmiştir ve bu sabah halen bir bölümü görülebilen Selçuk mimarisi eserleriyle bezenmiştir.

Hadrianus Kapısı ya da Üçkapılar Nasıl Gidilir

Hadrianus Kapısı ya da Üçkapılar, Antalya'da şehiri çevreleyen sur üzerindeki anıtsal kapılardan biridir. Mermer kapı da denir. Bununla Birlikte surlar içerisinde bulunan eskiyen Antalya kentinin kapılarından biri de bu sabah geniş ismiyle "Üç Kapılar" halinde de anılır. Tarihi isimiyle yüzotuz senesinde Roma İmparatoru Hadrianus'un Antalya'yı ziyareti esnasında , ona hitaben yapılmıştır. Üç gözlü durumda olan kapının Latince tek kitabesi vardır. Her Geçen Gün il surları kapının harici bölümünü kapatmış ve kapı uzunca seneler kullanılmamıştır.Korint üslubunda apiko mermer sütunlardan, kapının üstünde bulunan , imparator ve serisinin heykellerinden günümüze yalnızca yazıt kalabilmiştir.

Muhtemelen şehri sarmalayan sur Üç Kapıların da önünden cemaziyelevvel, bu sabah Kaleiçi dediğimizi eskiyen şehrin tek ucunda ihtimal auta çıkılmayan, çıkılsa dahi bugünkü boyutunda "üç" tane kemer büyüklüğünde olmaksızın kalenin dışına açılan tek geçide de klavuzluk etmiştir.Hadrianus Kapısı ya da Üçkapılar Nasıl Gidilir

12 Haziran 2015 Cuma

ANTALYA KESİK MİNARE KORKUT CAMİİ ANTALYA, KALEİÇİ, MERKEZ, MURATPAŞA

Günümüzde ibadete açıkça olmayan; ancak Antalya'nın simgeleri aralarında gösterilen Ekşimik Minareli Camii, kente iştirak eden turistler aracılığıyla görüşme edilen yerlerden biridir.

Köklü tek geçmişe sahiptir Ekşimik Minareli Camii. İlk dönemlerinde kilise namına yapılmış olsa da II. Beyazıt'ın erkek çocuğu Padişah Korkut aracılığıyla camiye çevrilmiştir. XIX. asırda geçirdiği büyük yangın sonrasında minaresinin ağaç kısmı yanınca Ekşimik Minareli Camii namına anılmaya başlanmıştır. Eşine az rastlanır tek dini mimari meydana iştirak eden Ekşimik Minareli Camii en nihai 1974 senesinde restore edilmiştir.

Yapının aslı roma mabedi olup daha ardından üst kısmına bizans döneminde roma malzemeleri faydalanılarak 5 nefli tek kiliseye çevrilmiştir. Beşik tonozlu meydana iştirak eden kilise ortadan keşişhane tonozu ile ikiye bölünmektedir. martek konumu bakımından tasarı verecek civarı bellidir. Selçuklular devrinde restorasyon üstelik ek gördüğü bilinmektedir. Asıl camiye çevrilmesi Şehzade Korkut (1470 belediye 1509) vaktiyle olmuştur. Bu yüzden tek takım kaynaklarda Korkut Camii namına geçer. Bu onarımda cepheye başka bir deyişle batı bölümüne ana kapı yapılmıştır. Güney bölümüne ise ana kapı ile benzer yükseklikte kare tasarılı minarenin bölüm kısmı ve minaresi ek edilmiştir. 1314 senesinde büyük yangın nâkil cami 1974 senesinde yepyeni tek oranım daha görmüştür. "Cumanın camii" diye de malum ekşimik minare kilise namına Meryem Ana'ya adanmış olup Panaglia Kilisesi namına da adlandırılmaktadır.

ATTALEİA NEKROPOLÜ antalya Doğu Garajı Mevki

Antalya ili şehir merkezindeki Eskiyen Doğu Garajı Mevkii'ndeki Milletçe Pazarı , Belediyenin iş merkezi imalatı projesi kapsamında yıkılmıştır . Bu meydanda yüklenici inşaat firması aracılığıyla inşa edilmiş olan temel hafriyatı esnasında Arkeolojik bakaya zaman ışığına çıkmıştır . Bu bakaya , bu sabah kocaman bir kısmı çağdaş yapılaşma altında kaybolmuş meydana gelen Antik Atteleia Eyaletine ilişkin Nekropol kabirlik  alanıdır . Bu meydanda , Antalya Müzesi aracılığıyla kurtarma kazıları sürdürülmekte olup , inşa edilmiş olan Arkeolojik kazılarda onlarca senelik oda mezarlar , çoklu ölü gömme ananeleri ve defin edilenlere getirilen enteresan ödüller zaman yüzüne çıkarılmıştır . Mezarların mühim bir bölümünün antik dönemde ve ardından rastgele bir soygun görmediği inşa edilmiş olan kazı çalışmaları esnasında belirlemiştir . Bu istikametiyle mezarlar , Antik Attaleia kentinin tarihini aydınlatmak tarafından epeyce mühimdir . 

Doğu Garajı'nda ortaya çıkan bu mezarlarda inşa edilmiş olan kazı çalışmalarında , Antalya'nın antik tarihini simgeleyen Attaleia Antik Kenti'nin bugüne civarı bilinemeyen geçmişini aydınlatacak belirtilere ulaşılacağı anlaşılmaktadır .

Antik kaynaklarda , Atteleia Antik Kentinin Bergama ( Pergamon  Kralı II . Attalos aracılığıyla İ . Ö . 2 asırda , kurulduğu belirtilmektedir . " Attalos Yurdu " manasına gelen Attaleia , antik çağlarda Akdeniz'in yüklü bir deniz ticaret güzergahı üstünde bulunması sebebiyle Pamphilya bölgesinin mühim bir kentiydi . Fakat bu şehre ilişkin bakaya , kocaman oranda şuanki yerleşimi altında kalmıştır . Antik Atteleia kentinden günümüze , Üçkapılar olarak da malum Roma İmparatoru Hadrian'ın şehre gelişi onuruna yaptırılan Hadrian Kapısı , Hıdırlık Kulesi ve kocaman bir kısmı Selçuklu ve Osmanlı Çağında yenilenmiş ve eklemeler inşa edilmiş sur duvarları dışarısında birçok pek kalıntı ulaşamamıştır . Bunun Için ayrıyeten nihai yıllarda Kaleiçi'nde inşa edilmiş olan aşağı yapı çalışmaları esnasında kısmen ortaya çıkarılan ve savunma altına edinilen su kanalları da Antik Atteleia eyaletine ilişkin Arkeolojik kalıntılardır .




Antalya Müzesi'nce 2008 seneyi Mart ayından itibaren yürütülen kurtarma kazısı çalışmaları Antalya Megakent Belediyesi ve yüklenici şirket aracılığıyla desteklenmektedir . Bu kazı çalışmalarında bugüne civarı 350 tane mezar ortaya çıkarılmış olup , hâlâ sürmekte meydana gelen kazılarda mezar sayısının artacağı görülmektedir . Bu mezarların tamamı ana kayaya oyularak ( hipoje ) inşa edilmiş olup , mezar tipleri aralarında temel sanduka mezarlar , dromoslu oda mezarlar , khamosorion tipi mezarlar , lahit kapaklı mezarlar ve pişmiş toprak levhalarla kurulmuş Geç Roma çağı mezarlarıyla kremasyon ( yakarak gömme ) mezarlar bulunmaktadır . Lahit kapaklarından üçünün alınlığı Eskiyen Yunanca yazıtlıdır . Bu yazıtlar Epigraflar aracılığıyla okunmuştur . Bunlardan ikisinde Hıdırlık Kulesini de yaptırdıkları malum , Atteleia Kentinin populer ve zengin ailesi Kalpournius ailesine mensup bireylerin isimleri geçmektedir . Diğerinde ise , " Boudios erkek çocuğu Aurelios Polykhronios ( bu lahdi ) kendisine ( ve…… . ) ve akrabalarına ( yaptırdı ) . Şayet yabancı birisi ( açarsa ya da kullanırsa? ) , İmparatorun hazinesine ( hüküm olarak ) …… . . ödeyecek " denilmektedir .




Ayrıca M 68 no'lu mezarda ortaya çıkan kireçtaşı silindirik sunağın üstünde bulunan yazıtta: " Zosimos amaçlı kız kardeşi Aquilina ( bu kabiri ) anısı vesilesiyle ( yaptırdı ) denilmektedir " .




Böylelikle bu mezarın kimler aracılığıyla yaptırıldığı ve kimlere ilişkin oldukları belirlenmiştir . Bununla Birlikte , mezarlarda ele geçtiğimiz çok sayıdaki iskeletler , Ankara Üniversitesi , Dil belediye Tarih ve Coğrafya Fakültesi , Antroploji Bölümü'nden Profesyonel . Dr . Ayla Sevim EROL başkanlığında bir ekip aracılığıyla incelenmektedir . Bu incelemelerde dönemde hayatını sürdüren kişilerin sosyo belediye uygun fiyat , kültürel topluluk yapısını ortaya koyacak belirtilere ulaşılacaktır . Antik Atteleia şehrinde yaşayanların beslenme alışkanlıkları , geçirdikleri hastalıklar , yaş ve cinsiyet belirlemeleri gerçekleştirilmektedir .




Bu nekropol kapsamında farklı tipte mezarların yanında meydanın güneydoğusunda antik sokak güzergahları kısmen savunmuş olarak ortaya çıkarılmıştır . Ana taş üstünde tekerlek izleriyle kendini gösteren bu yol , tespit edecek noktalarda kesişerek kavşak oluşturmaktadır . Şunlar ihtimalle kent dışından şehre erişimi imkanı sunan ana yollardır .

Kazı çalışmaları esnasında ele geçtiğimiz buluntulara yönelik nekropol sahasının M . Ö . 3 . yy . sonu ile M . S . 4 . yy . aralarında aşağı yukarı 700 yıl süresince kullanıldığı anlaşılmaktadır . Mezarlarda ortaya çıkarılan buluntular ışığında Antalya'nın en eskiyen tarihinin M . Ö . 2 . asırdan ek olarak eskiye M . Ö . 3 . asra civarı uzandığı anlaşılmaktadır . Mezarlarda bilhassa , Hellenistik dönem ismi verilen İ . Ö . 4 . yüzyıl sonu ve 2 . yüzyıllara ilişkin birden pek pişmiş toprak kap , pişmiş toprak figürünler ve sikkeler ele geçmektedir .




Doğu Garajı belediye Milletçe Pazarı Mevkii , Antik Atteleia Kenti Nekropol Kapsamında Mart 2008 ve Şubat 2009 tarihleri aralarında gerçekleştirilen kazılarda , mezarlarda ölülere ödül olarak bırakılmış olarak ele geçtiğimiz buluntuların bazıları şöyledir .
1 belediye  Pişmiş toprak unguentariumlar

2 belediye  Pişmiş toprak farklı formlarda kase ,  testi ve biberonlar ,

3 belediye  Bayan figürünleri ,  koç figürüni ,

4 belediye  Büst biçimli pişmiş toprak kap

5 belediye  Pişmiş toprak matara

6 belediye  Pişmiş toprak ve cam alabastronlar

7 belediye  Pişmiş toprak kremasyon kapları

8 belediye  Cam koku şişeleri ,  kaseler

9 belediye  Gözyaşı şişeleri

10 belediye  Bronz ve gümüş sikkeler

11 belediye  Kemikten ve camdan inşa edilmiş zoka ,  spatula ve süs eşyaları

12 belediye  Altın diadem ,  broş benzeri süsleme parçaları ,

13 belediye  Altın ,  bronz ve gümüşten inşa edilmiş yüzük ,  küpe vb .  takılar ile cam kemik ,  pişmiş toprak boncuklar ,

14 belediye  Cam oyun taşları

15 belediye  Yazıtlı mezar stel parçaları ,

16 belediye  Yazıtlı sunaklar ,

17 belediye  Pişmiş toprak kandiller

18 belediye  Mermi tekne ,

19 belediye  Deniz kabuklarından süs eşyaları

20 belediye  Bronz  belediye  demir strigilisler  (  sporcu cihazı  )

21 belediye  Bronz aynalar ,  iğneler

22 belediye  Bronz tıbbi aletler

23 belediye  Mermerden ve kireçtaşından inşa edilmiş heykelcik parçaları

ATTALEİA NEKROPOL ANTALYA, MERKEZ, MURATPAŞA



Bu nekropol kapsamında farklı tipte mezarların yanında meydanın güneydoğusunda antika sokak güzergahları kısmen savunmuş namına ortaya çıkarılmıştır. Anne taş üstünde tekerlek izleriyle kendini gösteren bu yol , tespit edecek noktalarda kesişerek kavşak oluşturmaktadır. Şunlar ihtimalle kent dışından şehre erişimi imkanı sunan anne yollardır.

Kazı çalışmaları esnasında ele geçtiğimiz buluntulara yönelik nekropol sahasının M.Ö. 3. yy. sonu ile M.S. 4. yy. aralarında aşağı yukarı 700 yıl süresince kullanıldığı anlaşılmaktadır. Mezarlarda ortaya çıkarılan buluntular ışığında Antalya'nın en eskiyen tarihinin M.Ö. 2. asırdan ek namına eskiye M.Ö. 3. asra civarı uzandığı anlaşılmaktadır. Mezarlarda bilhassa , Hellenistik aşama ismi verilen İ.Ö. 4. yüzyıl sonu ve 2. yüzyıllara ilişkin birden fazla pişmiş bölge kapak, pişmiş bölge figürünler ve sikkeler ele geçmektedir.




Doğu Garajı-Halk Pazarı Mevkii, Antika Atteleia Şehiri Nekropol Kapsamında Mart 2008 ve Şubat 2009 tarihleri aralarında gerçekleştirilen kazılarda, mezarlarda ölülere ödül namına bırakılmış namına ele geçtiğimiz buluntuların bazıları şöyledir.




1- Pişmiş bölge unguentariumlar




2- Pişmiş bölge farklı formlarda kase, testi ve biberonlar,




3- Bayan figürünleri, hamel figürüni,




4- Büst biçimli pişmiş bölge kap




5- Pişmiş bölge matara




6- Pişmiş bölge ve cam alabastronlar




7- Pişmiş bölge kremasyon kapları




8- Cam koku şişeleri, kaseler




9- Gözyaşı şişeleri




10- Tunç ve gümüş sikkeler




11- Kemikten ve camdan inşa edilmiş zoka , spatula ve bezek eşyaları




12- Değerli diadem, broş benzeri bezeme parçaları,




13- Değerli, tunç ve gümüşten inşa edilmiş yüzük oyunu, küpe vb. takılar ile cam kemik, pişmiş bölge boncuklar,




14- Cam oyun taşları




15- Yazıtlı kabir stel parçaları,




16- Yazıtlı sunaklar,




17- Pişmiş bölge kandiller




18- Mermi havza,




19- Deniz kabuklarından bezek eşyaları




20- Tunç belediye çıpa strigilisler ( sportmen cihazı )




21- Tunç aynalar, iğneler




22- Tunç tıbbi aletler




23- Mermerden ve kireçtaşından inşa edilmiş heykelcik parçaları

Kalekapısı semtinde bulunan yivli minare

Kalekapısı mahalleninde yer alan ve birden fazla Selçuki eserinden meydana gelen yapıtlar topluluğudur. Külliye'de yer alan yapılar şunlardır: Yivli Minare, Yivli Camii, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuki Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi. Yivli Minare Antalya'daki önce islam yapılarındandır. XIII. asra ilişkin tek Selçuki eseridir. Kuralı akçakesme taştandır. Cisim bölümü tuğla ve firuze rengarenk çinilerden yapılmıştır. 8 yivlidir. Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir. Yüksekliği 38 m. olup 90 basamaklı tek merdiven ile çıkılmaktadır. Yivli Minare Camii, Yivli Minare'nin anında batısındadır. Anadolu çok kubbeli camii türünün en eskiyen örneğidir. 1/2 küre halinde 6 tane kümbet ile örtülüdür. 1372 senesinde Balaban Tavşi'ye yaptırılmıştır. Yapısında öbür elemanların yanında antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir. Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Atabey Hediye aracılığıyla 1239 tarihinde, Gıyaseddin Keyhüsrev yerine yaptırılmıştır. Bu eserin kapısının karşısında tek XIII. yüzyıl yapıtı meydana geldiği sanılan Selçuki Medresesi kalıntıları vardır.

YİVLİ MİNARE ANTALYA, KALEİÇİ, MERKEZ, MURATPAŞA

Yivli Minare ,  Antalya'daki önce İslam yapılarındandır .  13 .  asra ilişkin bir Selçuki eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 Yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m olup 90 basamaklı basak ile çıkılmaktadır .  Yivli minarenin bir bölümü tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden oluşmuştur .  Yivlilerinden ötürü Yivli Minare ismi verilmiştir .  Kalekapısı mahalleninde yer alan ve birden fazla Selçuki eserinden meydana gelen yapıtlar topluluğudur .  Külliye'de yer alan yapılar şunlardır: Yivli Minare ,  Yivli Camii ,  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Selçuki Medresesi ,  Mevlevihane ,  Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi .  Yivli Minare Antalya'daki önce müslümanlık yapılarındandır .  XIII .  asra ilişkin bir Selçuki eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 Yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m .  olup 90 basamaklı bir basak ile çıkılmaktadır .  Yivli Minare Camii ,  Yivli Minare'nin anında batısındadır .  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Atabey Hediye aracılığıyla 1239 tarihinde ,  Gıyaseddin Keyhüsrev yerine yaptırılmıştır .  Bu eserin kapısının karşısında bir XIII .  yüzyıl yapıtı meydana geldiği sanılan Selçuki Medresesi kalıntıları vardır .  Zincirkıran Türbesi ,  Yivli Minare'nin kuzeyinde ve üst bahçededir .  Biçim namına Selçuki tarzındadır .  Ancak harici yüzeyinin yalın olması ,  pencerelerinin yer alması ,  içerisinde yer alan mezarlığın aşağıya düzeyde olması nitelikleri ile Osmanlı Türbeleri karakterini taşır .  1377 senesinde yaptırılmış olup 3 tane kabiri korur .  Nigar Hatun Türbesi ,  Yivli Camii'nin kuzeyindedir .  Altıgen bir tasarı üst kısmına inşa edilmiş olan Türbe'nin yalın bir görünümü vardır .  Selçuki stilinde meydana gelen Türbe 1502 seneninden kalmadır .  Zincirkıran Türbesi'nin batısında yer alan yapı Mevlevihane olup Alaeddin Keykubat aracılığıyla 1225 senesinde yaptırıldığı sanılmaktadır .  Kitabesi kaybolmuştur .  Restorasyon görmüştür .  Son Zamanlarda harika sanatlar galerisi namına kullanılmaktadır .

YİVLİ MİNARE CAMİİ ANTALYA, KALEİÇİ, MERKEZ, MURATPAŞA

Yivli Minare Camii Antalya'daki önce İslami binalardan biridir ve merkezi konumu sebebiyle kentin en meşhur noktası ve sembolüdür. Minaresi 38 metre yüksekliğinde ve dördül tek kaya taban üst kısmına heyeti olup tepeye gerçek sekiz yivli kısım ve 90 hamle vardır. Bu Sabah bina Antalya Etnografya Müzesi'ne ve giysi , aşhane aletleri, işlemeler, duvar halıları, dokuma tezgâhları, çoraplar, torbalar, kilimler, bezek eşyaları ve göçer çadırlarından meydana gelen kapsamlı koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır.

ZİNCİRKIRAN MEHMET BEY TÜRBESİ ANTALYA NEREDE


Mehmet Yunus Beyefendi erkek çocuğu Mehmet Bey Kitabesinde  seneyi okunmaktadır. Kare kural üstünde büyüyen sekizgen beden samimi kubbe; dıştan sekizgen piramidal börkenek ile örtülüdür. Güneybatı kenarda vücut duvarından hafif çıkma yapan antre kapısı pahlı profiller ile çevrelenerek mustatil kapsamlı ortaya getirmiştir. Niş içerisinde alçak yay kemerli bap koltuk alır. Kemerin üzerini 3 tane rozet tezyinat. Yeniden bap üstünde 2 satır şeklinde yazıt koltuk alır. Türbenin içini sekizgenin bap cephesi haricinde sekizgenin değme kenarında koltuk alan mustatil gözenek aydınlatır. Bu pencerelerin üzerlerinde de birer rozet koltuk alır. Bununla Birlikte bap üstünde yeniden tek halka mevcuttur.

Türbenin içerisinde 3 tane sanduka vardır. Şifai verilere yönelik üzerleri istavroz şeklinde çiniler ile kaplıymış. Kubbeye intikal içleri dilimli minik tromplar ile sağlanmıştır. İçte duvarlar, dışta ki kaya işçiliğine nazaran yalın sıvalıdır.
Tanrı'tan yabancı değme birşey helali olucudur. Hükümet dini ve dünyanın savaşçısı, bilen ve fikirlerin terbiyecisi, kocaman Buyruk Mahmut Yunus Beyefendi erkek çocuğu Mehmet'e 779 yılı şaban ayının sonlarında merhum ve macum Emirzade Ali için Tanrı kabrini nurlandırsın şu şerife kubbenin inşasını buyruk etti, mülkü, halkı bengi olsun. "

YIKIK FAKÜLTE SELÇUKI MEDRESESİ ANTALYA

Yivli Minare Külliyesinde yer alan fakülte girişin sağında bulunur . Kesinlikle tarihi belli sıfır Selçuki yapıtı yy . la tarihlenmektedir . Ismi bilinmemektedir . 4 eyvanlı medreseler planına dahil meydana gelen fakülte mustatil tasarılı kaya duvarlıdır . Kuzeyi toprak biçimi sebebiyle tek tepeye yaslanmıştır . Güneyde yer alan portal , ucu keskin kemerli ve vücut duvarlarından çıkıntı yapmaktadır . Portalin 2 yakınında mukarnas süslemeli 2 mihrabiye yer almaktadır . Ucu Keskin kemerli portal nişinin içerisinde mukarnas dizileri ve alçak kemerli bap yer almaktadır . Bap kemeri üstünde epeyce sönük vaziyette medresenin 4 satırlık inşa kitabesi bulunur .




Ana antre kapısından ardından yer alan eyvanın yanındaki mustatil odaların yalnızca basit duvarları ayaktadır . İç avlu mustatil olup; çevreyi revaklı sütunlar ile çevrilmiş meydana geldiği , izlerden anlaşılmaktadır . Antre eyvanının karşısında ana ayvan vardır . Ana eyvanın yanındaki hücrelerden biri enine mustatil iken ötekisi boyuna dikdörtgendir . Böylelikle esen köşede ayvan ile büküç hücresi arasına tonoz gizli minik tek oda ek namına ek edilmiştir .




Yan cephelerde de ayvan ve büküç hücresinin varlığı şüphesizdir . Fakat yakın vakte civarı kalıntı meydana gelen eser son zamanlarda onarılmıştır . Çarşı namına tertip etmiş ve turizmin hizmetine sunulmuştur .

NİGAR HATUN TÜRBESİ ANTALYA, MERKEZ



Osmanlı Sultanı II. Bayezid'in eşi ve Şehzade Korkud'un annesi Nigar Hatun yerine inşa edilmiştir. Yivli Minare Külliyesi içerisinde yer almaktadır . Melez kaya ve devşirme malzemeden örülen mimari altıgen gövdeli olup, samimi kümbet ve dıştan doğuluca kiremitli piramidal tek çatıyla örtülüdür. Türbenin içerisinde, üstünde açıkça mermer tek lahit yer almaktadır . Lahdin başı ve ayak taraflarındaki üçer satırlık kitabede bunlar yazılıdır: "Bayezid Han erkek çocuğu Padişah Korkut'un annesi, Abdullah kızı, kutlu ramazan ayı içinde Allah'ın rahmetine intikal fail merhum Nigar Hatun'un kabri sene.

Yivli Minare

Kalekapısı mahalleninde bulunan ve birden fazla Selçuklu eserinden meydana gelen yapıtlar topluluğudur .  Külliye'de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare ,  Yivli Camii ,  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Selçuklu Medresesi ,  Mevlevihane ,  Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi .  Yivli Minare Antalya'daki önce müslümanlık yapılarındandır .  XIII .  asra ilişkin bir Selçuklu eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m .  olup 90 basamaklı bir basak ile çıkılmaktadır .  Yivli Minare Camii ,  Yivli Minare'nin anında batısındadır .  Anadolu çok kubbeli camii türünün en eskiyen örneğidir .  1/2 küre şeklinde 6 tane kümbet ile örtülüdür .  1372 senesinde Balaban Tavşi'ye yaptırılmıştır .  Yapısında öbür elemanların yanında antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir .  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Atabey Hediye aracılığıyla 1239 tarihinde ,  Gıyaseddin Keyhüsrev yerine yaptırılmıştır .  Bu eserin kapısının karşısında bir XIII .  asır yapıtı meydana geldiği sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır .  Külliye içerisinde bulunan görülecek yerler aşağıdakilerdir:

Yivli Minare

Yivli Minare ,  Antalya'daki önce İslam yapılarındandır .  13 .  asra ilişkin bir Selçuklu eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 Yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m olup 90 basamaklı basak ile çıkılmaktadır .  Yivli minarenin bir bölümü tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden oluşmuştur .  Yivlilerinden ötürü Yivli Minare ismi verilmiştir .  Kalekapısı mahalleninde bulunan ve birden fazla Selçuklu eserinden meydana gelen yapıtlar topluluğudur .  Külliye'de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare ,  Yivli Camii ,  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Selçuklu Medresesi ,  Mevlevihane ,  Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi .  Yivli Minare Antalya'daki önce müslümanlık yapılarındandır .  XIII .  asra ilişkin bir Selçuklu eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 Yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m .  olup 90 basamaklı bir basak ile çıkılmaktadır .  Yivli Minare Camii ,  Yivli Minare'nin anında batısındadır .  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Atabey Hediye aracılığıyla 1239 tarihinde ,  Gıyaseddin Keyhüsrev yerine yaptırılmıştır .  Bu eserin kapısının karşısında bir XIII .  asır yapıtı meydana geldiği sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır .  Zincirkıran Türbesi ,  Yivli Minare'nin kuzeyinde ve üst bahçededir .  Biçim namına Selçuklu tarzındadır .  Fakat harici yüzeyinin sade olması ,  pencerelerinin yer alması ,  içerisinde bulunan mezarlığın aşağıya düzeyde olması nitelikleri ile Osmanlı Türbeleri karakterini taşır .  1377 senesinde yaptırılmış olup 3 tane kabiri korur .  Nigar Hatun Türbesi ,  Yivli Camii'nin kuzeyindedir .  Müseddes bir plan üst kısmına inşa edilmiş bulunan Türbe'nin sade bir görünümü vardır .  Selçuklu stilinde bulunan Türbe 1502 seneninden kalmadır .  Zincirkıran Türbesi'nin batısında bulunan yapı Mevlevihane olup Alaeddin Keykubat aracılığıyla 1225 senesinde yaptırıldığı sanılmaktadır .  Kitabesi kaybolmuştur .  Restorasyon görmüştür .  Son Zamanlarda harika sanatlar galerisi namına kullanılmaktadır .

Yivli Minare Camii

Yivli Minare Camii Antalya'daki önce İslami binalardan biridir ve merkezi konumu nedeni ile şehrin en meşhur noktası ve sembolüdür .  Minaresi 38 metre yüksekliğinde ve kare bir kaya taban üst kısmına heyeti olup tepeye gerçek sekiz yivli kısım ve 90 hamle vardır .  Bu Sabah bina Antalya Etnografya Müzesi'ne ve kıyafet ,  mutfak aletleri ,  işlemeler ,  duvar halıları ,  dokuma tezgâhları ,  çoraplar ,  torbalar ,  kilimler ,  süs eşyaları ve göçebe çadırlarından meydana gelen kapsamlı koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır .

Yıkık Medrese  (  Selçuklu Medresesi  )

Yivli Minare Külliyesinde bulunan medrese girişin sağında bulunur .  Kesinlikle tarihi belli olmayan Selçuklu yapıtı 13 .  yy . la tarihlenmektedir .  Ismi bilinmemektedir .  4 eyvanlı medreseler planına dahil bulunan medrese dikdörtgen tasarılı kaya duvarlıdır .  Kuzeyi arazi şekli nedeni ile bir tepeye yaslanmıştır .  Güneyde bulunan portal ,  ucu keskin kemerli ve vücut duvarlarından çıkıntı yapmaktadır .  Portalin 2 yakınında mukarnas süslemeli 2 mihrabiye yer almaktadır .  Ucu Keskin kemerli portal nişinin içinde mukarnas dizileri ve basık kemerli kapı yer almaktadır .  Kapı kemeri üstünde çok silik vaziyette medresenin 4 satırlık inşa kitabesi bulunur .

Ana giriş kapısından hemen ardından bulunan eyvanın yanındaki dikdörtgen odaların yalnızca basit duvarları ayaktadır .  İç avlu dikdörtgen olup; çevreyi revaklı sütunlar ile çevrili meydana geldiği ,  izlerden anlaşılmaktadır .  Giriş eyvanının karşısında ana eyvan vardır .  Ana eyvanın yanındaki hücrelerden biri enine dikdörtgen iken ötekisi boyuna dikdörtgendir .  Böylelikle sağ köşede eyvan ile köşe hücresi arasına tonoz örtülü minik bir oda ek namına ek edilmiştir .

Yan cephelerde de eyvan ve köşe hücresinin varlığı şüphesizdir .  Fakat yakın vakte civarı harabe bulunan eser son zamanlarda onarılmıştır .  Çarşı namına tertip etmiş ve turizmin hizmetine sunulmuştur .

Atabey Hediye Medresesi  (  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi  )

Yivli minare külliyesi içinde bulunur .  Son Zamanlarda yalnızca porteli ayakta olup; basit izleri de algılanabilmektedir .  Kapı üzerindeki kitabeden II .  Gıyaseddin Keyhüsrev vaktiyle atabeylik yapmış bulunan Atabey Hediye aracılığıyla 637 H . / 1239 M .  senesinde inşa ettirdiği anlaşılmaktadır .  Sade bulunan portalin 2 kenarını üçgen ve yıldız motifl eriyle oluşmuş kabartma bir bordür çevreler .  Kapsamlı basık yay kemerli kapının üst bölümünde 6 satır şeklinde tertip etmiş kitabe taşı yer almaktadır .

Yivli Minare Külliyesi içerisinde yer alır. İlk yapılış tarihi Selçuklu

Yivli Minare Külliyesi içinde bulunur . İlk yapılış tarihi Selçuklulara bağlansa da yapının 18.yy.da Tekelli Mehmet Ağırbaşlı aracılığıyla mevlevihaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir. Mimari iki katlıdır. Güney cephe ortasında giriş kapısı yer almaktadır . Ana mekanın üstü üçgen müteaddi, pencereleri ve aydın feneri yer alan kubbe ile örülüdür. Bu ana mekanı da üç istikamette tali hücreler çevrelemektedir. Ana mekana doğudan ayvan halinde açılan tonozlu kısmın ise mutribin yeri olup; mustatil tek penceresi vardır ve zemini öbür mekanların zemininden ek olarak yüksektir. Kuzeyindeki cephenin doğu köşesinde yeniden böyle zemini yüksek ayvan halinde tonozlu tek göze ek olarak vardır.

Kuzey-güney doğrultulu iki göze ana mekana kapıyla açılmaktadırlar. Doğu cephede yer alan iki göze aralarında ancak ve tonozlu tek koridor yer almaktadır . Hücrelerin üstü tonozlar ile örtülüdür. Batı ve kuzeyde 2. kat olarak ikişer göze ek olarak bulunmakta olup bunların dervişler amaçlı ikamet mekanı olarak tertip ettiği düşünülmektedir.

Bina hâlâ Hükümet Harika Sanatlar Galerisi olarak (tahsisli) bakım vermektedir.

Yivli Minare Külliyesi içerisinde yer alır İlk yapılış tarihi Selçuklu



Yivli Minare Külliyesi içinde bulunur . İlk yapılış tarihi Selçuklulara bağlansa da yapının 18.yy.da Tekelli Mehmet Ağırbaşlı aracılığıyla mevlevihaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir. Mimari iki katlıdır. Güney cephe ortasında giriş kapısı yer almaktadır . Ana mekanın üstü üçgen müteaddi, pencereleri ve aydın feneri yer alan kubbe ile örülüdür. Bu ana mekanı da üç istikamette tali hücreler çevrelemektedir. Ana mekana doğudan ayvan halinde açılan tonozlu kısmın ise mutribin yeri olup; mustatil tek penceresi vardır ve zemini öbür mekanların zemininden ek olarak yüksektir. Kuzeyindeki cephenin doğu köşesinde yeniden böyle zemini yüksek ayvan halinde tonozlu tek göze ek olarak vardır.
Kuzey-güney doğrultulu iki göze ana mekana kapıyla açılmaktadırlar. Doğu cephede yer alan iki göze aralarında ancak ve tonozlu tek koridor yer almaktadır . Hücrelerin üstü tonozlar ile örtülüdür. Batı ve kuzeyde 2. kat olarak ikişer göze ek olarak bulunmakta olup bunların dervişler amaçlı ikamet mekanı olarak tertip ettiği düşünülmektedir.
Bina hâlâ Hükümet Harika Sanatlar Galerisi olarak (tahsisli) bakım vermektedir.

Yivli Minare Külliyesi içerisinde yer alır İlk yapılış tarihi Selçuklu



Yivli Minare Külliyesi içinde bulunur . İlk yapılış tarihi Selçuklulara bağlansa da yapının 18.yy.da Tekelli Mehmet Ağırbaşlı aracılığıyla mevlevihaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir. Mimari iki katlıdır. Güney cephe ortasında giriş kapısı yer almaktadır . Ana mekanın üstü üçgen müteaddi, pencereleri ve aydın feneri yer alan kubbe ile örülüdür. Bu ana mekanı da üç istikamette tali hücreler çevrelemektedir. Ana mekana doğudan ayvan halinde açılan tonozlu kısmın ise mutribin yeri olup; mustatil tek penceresi vardır ve zemini öbür mekanların zemininden ek olarak yüksektir. Kuzeyindeki cephenin doğu köşesinde yeniden böyle zemini yüksek ayvan halinde tonozlu tek göze ek olarak vardır.




Kuzey-güney doğrultulu iki göze ana mekana kapıyla açılmaktadırlar. Doğu cephede yer alan iki göze aralarında ancak ve tonozlu tek koridor yer almaktadır . Hücrelerin üstü tonozlar ile örtülüdür. Batı ve kuzeyde 2. kat olarak ikişer göze ek olarak bulunmakta olup bunların dervişler amaçlı ikamet mekanı olarak tertip ettiği düşünülmektedir.




Bina hâlâ Hükümet Harika Sanatlar Galerisi olarak (tahsisli) bakım vermektedir.

Yivli Minare Antalya'daki

Kalekapısı mahalleninde bulunan ve birden fazla Selçuklu eserinden meydana gelen yapıtlar topluluğudur .  Külliye'de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare ,  Yivli Camii ,  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Selçuklu Medresesi ,  Mevlevihane ,  Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi .  Yivli Minare Antalya'daki önce müslümanlık yapılarındandır .  XIII .  asra ilişkin bir Selçuklu eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m .  olup 90 basamaklı bir basak ile çıkılmaktadır .  Yivli Minare Camii ,  Yivli Minare'nin anında batısındadır .  Anadolu çok kubbeli camii türünün en eskiyen örneğidir .  1/2 küre şeklinde 6 tane kümbet ile örtülüdür .  1372 senesinde Balaban Tavşi'ye yaptırılmıştır .  Yapısında öbür elemanların yanında antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir .  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Atabey Hediye aracılığıyla 1239 tarihinde ,  Gıyaseddin Keyhüsrev yerine yaptırılmıştır .  Bu eserin kapısının karşısında bir XIII .  asır yapıtı meydana geldiği sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır .  Külliye içerisinde bulunan görülecek yerler aşağıdakilerdir:

Yivli Minare

Yivli Minare ,  Antalya'daki önce İslam yapılarındandır .  13 .  asra ilişkin bir Selçuklu eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 Yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m olup 90 basamaklı basak ile çıkılmaktadır .  Yivli minarenin bir bölümü tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden oluşmuştur .  Yivlilerinden ötürü Yivli Minare ismi verilmiştir .  Kalekapısı mahalleninde bulunan ve birden fazla Selçuklu eserinden meydana gelen yapıtlar topluluğudur .  Külliye'de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare ,  Yivli Camii ,  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Selçuklu Medresesi ,  Mevlevihane ,  Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi .  Yivli Minare Antalya'daki önce müslümanlık yapılarındandır .  XIII .  asra ilişkin bir Selçuklu eseridir .  Kuralı akçakesme taştandır .  Beden kısmı tuğla ve turkuaz rengarenk çinilerden yapılmıştır .  8 Yivlidir .  Minare son zamanlarda Antalya kentinin simgesi vaziyetine gelmiştir .  Yüksekliği 38 m .  olup 90 basamaklı bir basak ile çıkılmaktadır .  Yivli Minare Camii ,  Yivli Minare'nin anında batısındadır .  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi ,  Atabey Hediye aracılığıyla 1239 tarihinde ,  Gıyaseddin Keyhüsrev yerine yaptırılmıştır .  Bu eserin kapısının karşısında bir XIII .  asır yapıtı meydana geldiği sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır .  Zincirkıran Türbesi ,  Yivli Minare'nin kuzeyinde ve üst bahçededir .  Biçim namına Selçuklu tarzındadır .  Fakat harici yüzeyinin sade olması ,  pencerelerinin yer alması ,  içerisinde bulunan mezarlığın aşağıya düzeyde olması nitelikleri ile Osmanlı Türbeleri karakterini taşır .  1377 senesinde yaptırılmış olup 3 tane kabiri korur .  Nigar Hatun Türbesi ,  Yivli Camii'nin kuzeyindedir .  Müseddes bir plan üst kısmına inşa edilmiş bulunan Türbe'nin sade bir görünümü vardır .  Selçuklu stilinde bulunan Türbe 1502 seneninden kalmadır .  Zincirkıran Türbesi'nin batısında bulunan yapı Mevlevihane olup Alaeddin Keykubat aracılığıyla 1225 senesinde yaptırıldığı sanılmaktadır .  Kitabesi kaybolmuştur .  Restorasyon görmüştür .  Son Zamanlarda harika sanatlar galerisi namına kullanılmaktadır .

Yivli Minare Camii

Yivli Minare Camii Antalya'daki önce İslami binalardan biridir ve merkezi konumu nedeni ile şehrin en meşhur noktası ve sembolüdür .  Minaresi 38 metre yüksekliğinde ve kare bir kaya taban üst kısmına heyeti olup tepeye gerçek sekiz yivli kısım ve 90 hamle vardır .  Bu Sabah bina Antalya Etnografya Müzesi'ne ve kıyafet ,  mutfak aletleri ,  işlemeler ,  duvar halıları ,  dokuma tezgâhları ,  çoraplar ,  torbalar ,  kilimler ,  süs eşyaları ve göçebe çadırlarından meydana gelen kapsamlı koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır .

Yıkık Medrese  Selçuklu Medresesi

Yivli Minare Külliyesinde bulunan medrese girişin sağında bulunur .  Kesinlikle tarihi belli olmayan Selçuklu yapıtı 13 .  yy . la tarihlenmektedir .  Ismi bilinmemektedir .  4 eyvanlı medreseler planına dahil bulunan medrese dikdörtgen tasarılı kaya duvarlıdır .  Kuzeyi arazi şekli nedeni ile bir tepeye yaslanmıştır .  Güneyde bulunan portal ,  ucu keskin kemerli ve vücut duvarlarından çıkıntı yapmaktadır .  Portalin 2 yakınında mukarnas süslemeli 2 mihrabiye yer almaktadır .  Ucu Keskin kemerli portal nişinin içinde mukarnas dizileri ve basık kemerli kapı yer almaktadır .  Kapı kemeri üstünde çok silik vaziyette medresenin 4 satırlık inşa kitabesi bulunur .

Ana giriş kapısından hemen ardından bulunan eyvanın yanındaki dikdörtgen odaların yalnızca basit duvarları ayaktadır .  İç avlu dikdörtgen olup; çevreyi revaklı sütunlar ile çevrili meydana geldiği ,  izlerden anlaşılmaktadır .  Giriş eyvanının karşısında ana eyvan vardır .  Ana eyvanın yanındaki hücrelerden biri enine dikdörtgen iken ötekisi boyuna dikdörtgendir .  Böylelikle sağ köşede eyvan ile köşe hücresi arasına tonoz örtülü minik bir oda ek namına ek edilmiştir .

Yan cephelerde de eyvan ve köşe hücresinin varlığı şüphesizdir .  Fakat yakın vakte civarı harabe bulunan eser son zamanlarda onarılmıştır .  Çarşı namına tertip etmiş ve turizmin hizmetine sunulmuştur .

Atabey Hediye Medresesi  (  Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi  )

Yivli minare külliyesi içinde bulunur .  Son Zamanlarda yalnızca porteli ayakta olup; basit izleri de algılanabilmektedir .  Kapı üzerindeki kitabeden II .  Gıyaseddin Keyhüsrev vaktiyle atabeylik yapmış bulunan Atabey Hediye aracılığıyla 637 H . / 1239 M .  senesinde inşa ettirdiği anlaşılmaktadır .  Sade bulunan portalin 2 kenarını üçgen ve yıldız motifl eriyle oluşmuş kabartma bir bordür çevreler .  Kapsamlı basık yay kemerli kapının üst bölümünde 6 satır şeklinde tertip etmiş kitabe taşı yer almaktadır .

11 Haziran 2015 Perşembe

ANTALYA KALEİÇİ ANTALYA, KALEİÇİ, MERKEZ, MURATPAŞA NASIL GİDİLİR

Kaleiçi ,  Antalya'nın Muratpaşa kazası hudutları içinde yer alan deniz ve siyah surları aracılığıyla kuşatılan il merkezi'ne verilen ad'dir .  Kaleiçi'nin sokakları ve yapıları Antalya tarihinin izlerini günümüze civarı getirmektedir .  Eskiyen hanelerin ehemmiyeti yalnızca yapı açıdan değil ,  aynı zamanda kişilerin hayat şekli ,  tutumları ,  ananeleri ve toplumsal yönleri dair da çok faydalı veriler aktarmaktadır .

Türkiye'nin güney batısında yer alan Akdeniz kıyısında yer alan Antalya tarih süresince Küçük Asya'nun denize açılan kapılarından biri olmuştur .  Antalya Kaleiçi'nde Attleis Antik Şehiri kuruluşundan öncesinde Yat Limanında Korykos ismi ile malum bir deniz hırsızı limanı yer aldığı antik kaynaklardan bilinmektedir .   " Taş Kovuğu "  mananında gelen Korykos ,  falezlerin hem bir natürel yapısı hem bir de iltica limanı oluşu durumundan önem taşımaktadır . Liman ve gerisinde gelişen Antik Attaleia şehiri milattan öncesinde iki yy . 'dan bu yana akıcı iskan görmüş ve günümüze civarı yaşayabilmiştir .

Attalos Yurdu manasına gelen Antalya ,  II . Attalos aracılığıyla kurulmuştur .  Bergama Krallığı'nın bitmesiyle  (  M . Ö . bir . 33 )  bir zaman müstakil olan il ,  daha hemen ardından korsanların eline geçmiş .  M . Ö .  77'de Komutan Servilius Isauricus aracılığıyla Roma topraklarına dahil olmuştur .  M . Ö . 67 de Pompeius'un donanmasına üst olmuştur .  M . S .  130'da Hadrianus'un Attaleia'yı ziyaret etmesi şehrin gelişimini sağlamıştır .  Bizans egemenliği esnasında piskoposluk merkezi meydana gelen ismi görülen Attaleia ,  Türklerin eline geçtikten hemen ardından kocaman bir gelişim göstermiştir .  Çağdaş il antik yerleşmenin üst kısmına kurulduğundan ,  Antalya'da antik dönem kalıntılarına pek nadir rastlanmaktadır .  Görülebilen kalıntıların ilki ,  eskiyen liman olarak nitelenen liman mendireğinin bir kısmı ve limanı çevreleyen surlar .  Surların park dışındaki bölümünde restorasyonu inşa edilmiş olan Hadrian Kapısı Antalya'nın en güzel antik eserlerinden biridir .

Attaleia'da  ,  tüm antik illerdeki benzeri tapınak ,  agora ,  tiyatro benzeri yapılar meydana geldiği biliniyorsa da bu sabah bunların yerini saptamak imkansızdır .

Kaleiçi'nin kocaman bir kısmı yıkılmış ve yok olmuş at nalı halinde samimi ve dıştan surlarla çevrilidir .  Surlar ,  Helenistik ,  Bizans ,  Roma ,  Selçuki ve Osmanlı devirleri partner eseridir .  Surların 80 burcu vardır .  Surların içinde kremit çatılı 3000 civarı ev yer almaktadır .  Hanelerin tipik yapıları Antalya'nın yalnızca yapı tarihi ile ilgili düşünce vermekle kalmaz ,  aynı zamanda bölgedeki hayat tarzını ,  anane ve göreneklerini en güzel şekilde yansıtır .

1972 senesinde Antalya iç limanı ve Kaleiçi mahallesi ,  orijinal dokusu nedeni ile  " Gayrimenkul Eskiyen Eserle ve abideler Yüksek Heyeti "  aracılığıyla  " SİT bölgesi "  olarak savunma altına alınmıştır .  Turizm Bakanlığı'na  " Antalya Kaleiçi Kompleksi "  onarım çalışmasından ötürü ,  28 Nisan 19842de Fijet  ( Beynelmilel Turizm Yazarları Birliği )  aracılığıyla Değerli Elma Turizm Oskarı hediyeyi verilmiştir .  Son Zamanlarda Kaleiçi otelleri ,  pansiyonları ,  restoranları ve barlarıyla eğlence merkezi haline gelmiştir .

Antalya Antik Şehri ,  at nalı şeklindeki iki kalın cidar aracılığıyla korunmaktadır .  Bu uğur şeklindeki duvarlardan biri deniz kıyısı koyundadır ve ötekisi de siyah tarafında yer almaktadır .  Bu duvarlara ayrıyeten çeşitli yerleşim birimlerini birbirinden ayıran duvarlarda vardır ve dış duvarlarda tahmini elli adımda bir kule yer almaktadır .  Bu duvarların yapılışı tarihi antik dönemlere civarı gitmektedir .  Romalılar bu Helenistik duvarların temelini atmışlar ve Selçuklularda genişletmiş ve onarmıştır .

Duvarlar Yapılırken üstlerinde antik yazıtlar yer alan pekçok taş blok kullanılmış ve şunlar 19 . seneye civarı çok iyi korunabilmiştir .  Bu Sabah il içinde duvarların fakat Hıdırlık Kulesi ,  Hadriyan kapısı ve Saat Kulesi benzeri kalıntılarına rastlanabilmektedir .  Deniz aracılığıyla kaplanan antik il ve duvarlar son zamanlarda Kaleiçi diye adlandırılmaktadır .  Caddeler ve binalar halen Antalya'nın tarihini yansıtan pekçok işaretlerle doludur  .

Sur içinde yer alan dar sokaklar limandan yukarıya cidar süresince uzanırlar .  Yivli Minare , Keyhüsrev medresesi ,  Karatay Medresesi ,  İskele Camii ,  Tekeli Mahmut Ağırbaşlı Camii uğur içinde yer alan mühim tarihi eserlersen yalnızca bazılarıdır .  Yat Limanı eskiyen şehrin gün ve akşam süresince sergilendiği soluk stoper görüntü beynelmilel ressam ,  ozan ve yazarların kaynağı olmuştur .

Antalya Kaleiçi ,  batıda deniz ,  kuzeyindeki ve doğuda anne caddelere koşut uzanan ve son zamanlarda bir kısmı ayakta meydana gelen surlarla sınırlandırılmıştır .  Bu bariz hudut eşikleriyle Kaleiçi ,  il merkezindeki katlı yapılaşmadan korunabilmiş ,  ananesel doku ,  günümüze civarı orijinal yaşayabilmiştir .

Kaleiçi'nin yerleşme dokusu ,  Cami Yol ve Hıdırlık yol süresince uzanan orta uğur duvarı ayrımıyla iki çeşitli şekilde oluşmuştur .  Cumhuriyet Altını Caddesi ile bu sokaklar arasındaki alan ,  topografyaya ve uğur duvarlarına uyumlu olarak organik gelişmiştir .  Sokakalar aralarında olan adalar itinalı şekilde değildir .  Adaların büyüklüğü ve uzunluğu değişkendir .  Orta uğur ve duvarıyla Karaalioğlu parkına civarı uzanan ve dış surların Hıdırlık kulesi ile sonlandığı alan ise gril dokuludur .  Yapı adaları çoğunlukla düzgün mustatil formludur .  Her iki dokuda evler bir cepheleri ile sokağa otururken bir cepheleriyle de bahçeye açılır .  Sokağa uyumlu olarak inşa edilmiş olan taban kat tasarıları itinalı değildir .  Birinci katta çıkmalar inşa edilerek tasarıları tertip edir .  Çıkmalar hem bir yapının tasarıları tertip edir . Çıkmalar hem bir yapının tasarı şemasını zenginleştirir ,  hem bir de farklı çıkış biçimleri ,  sokaklar ve minik meydanları biçimlendirir .

Kaleiçi'nin sokakları dardır .  Çoğunlukla limandan yukarılara gerçek ,  dış surlar istikametinde uzanırlar .  Evler sahiplerinin uyumlu fiyat güçleri ve kullanılış emellerine göre çeşitlilik gösterebilmektedir .  Fakat partner nitelikleri çoktur .  Çoğunlukla yığma taştan ve ağaç irtibatlı olarak yapılmışlardır .  Hepsinin bir yol cephesi ve bir de yol görmeyen bahçesi bulunur .  Sokağa bakanımız yüzde ,  önce katta pek nadir pencere vardır .  Üst katta ise  " Cumba "  olarak bilinen ve hem bir ev ,  hem bir de yol mimarisine uyumlu olarak inşa edilmiş çıkmalar vardır .  Bu çıkmalar ağaç süslemelerle bezenmiştir .  Hanelerin merkezini ,  taban katta ,  bahçeye açılan ve taş zeminli  " Taşlık " lar oluşturur .  Bu taşlıklarda ağaçtan dinlenme kanepeleri vardır .  Buralardan taban kattaki odalara geçilebildiği benzeri ,  üst kata da bir merdivenle ulaşılır .  Taban kat evin fazladan hizmet kısmıdır .  Depo ,  mutfak benzeri misyonu meydana gelen odalar buradadır .  Üst kat ise hayat içindir .  Üst katın odalarının pencereleri daha kocaman olduğundan ötürü daha aydınlıktır .  Çoğunlukla bu odalarda üst üstüne iki sıra pencere vardır .  Üst pencereler camsız olup ağaç kafeslerden oluşmakta ,  aşağı pencereler açılıp kapanabilir türdendir .  Cumbaların üst pencerelerinde minik boyutta ve çoğunlukla rengarenk camlar bulunur .  Kaleiçi'nde pekçok ev aslına uyumlu restore edilmiştir .  Kaleiçi son zamanlarda ,  eğlence yerlerinin ,  pansiyonların ,  lokantaların ,  hediyelik eşya satan dükkânların ve antika halı satan mağazaların yer aldığı bir turizm merkezi olmuştur .  Bununla Birlikte Kaleiçi'nde yer alan tarihi camiler arasından en ünlüsü ,  Antalya'nın da sembolü olarak görülen Yivli Minare Camii'dir .

Kaleiçinde iki ya da üç katlı meydana gelen hanelerin bazılarında ara kat mevcuttur .  Aşağı katlar üst sert da taşıyan taşlık ve avlunun yerleştiği servis mekanlarıdır .  gündelik hayatın geçtiği bu katta kuyu ,  ocakta ,  ahır ve depo benzeri kullanılan bölümler bulunur .  Bu mekanları çeviren yüksek duvarlar ,  evin mahremiyetini de imkanı sağlar .  Taşlığı birinci kata bağlayan iç merdivenler ara kata geçiş imkanı da verir .  anne katlar depo olarak kullanıldığı benzeri kışlık oda olarak da kullanılabilirler .  Üst katta odalar birbirine sofa ile bağlanarak sofaya açılmaktadır .  Sofaya açılan herkes gündelik hayatın aynı ritimde devam edebileceği şekilde biçimlenmiştir .

Hadrian  (  Hadrianus  )  Kapısı Antalya'daki tarihi yapılardan en güzel korunmuşlarından birisidir .  Bir Roma yapıtı meydana gelen yapı ,  İ . S . 130 senesinde Roma İmparatoru Hadrian yerine yapılmıştır .  Her Geçen Gün il surları kapının dış bölümünü kapatmış ve kapı uzunca seneler kullanılmamıştır .  Yapıtın günümüze dair yıkılmadan gelebilmesinin bir sebebi de budur .  Uğur kalıntılarının yıkılmasıyla ortaya çıkarılmıştır . Pamfilya'nın en güzel kapısı olarak onay edilmektedir .  Üst bölümünün kıble halinde üç açıklık vardır .

Sütunları Haricinde tamamıyla beyaz mermerden yapılmıştır .  Oyma ve kabartma süslemeleri çok güzeldir .  Kapının orjinali iki katlıdır .  Kapının iki tarafında ,  kapıyla aynı zamanda yapılmadığı malum iki kule vardır .  Bunlardan güneydeki Julia Sanc Kulesi olarak bilinir ve Hadrian devri eseridir .  Süslemesiz blok taşlardan yapılmıştır . Kuzeydekinin ise aşağı kısımları antik çağa ilişkin olup üst kısmı Selçuki'lar zamanından kalmıştır .  Son Zamanlarda Kaleiçi ve Yat Limanı otelleri ,  pansiyonları ,  restoranları ,  barları ve tekne turlarıyla eğlence merkezi halini almıştır .

Antalya limanı bir zamanlar Türkiye'nin güney kıyısında Mersin'den hemen ardından gemilerin yanaşabileceği iki. limandı .  Bu gün ise bu limandan yalnızca yatlar yararlanmaktadır .  Şehrin batısında inşa edilmiş olan Sanayi Limanı'nın çalışmaya başlamasıyla eskiyen limanın ismi  " Yat Limanı "  olarak değişmiştir .